Dünyanın en köklü lüks otel gruplarının başında gelen The Peninsula’da lüks konaklama deneyimi, misafirler otele adım atmadan önce başlıyor. The Peninsula, dünya çapındaki tüm destinasyonlarında misafir transferlerini bir deneyime dönüştürüyor: özel tasarım Rolls-Royce filolarından helikopter transferlerine, Boğaz’ın zarif sularında süzülen motor yatlara kadar her detay, yolculuğu unutulmaz bir anıya dönüştürmek için özenle kurgulanıyor.
Standart transfer anlayışının ötesine geçen The Peninsula, kişiye özel ulaşım seçeneklerini bir hizmetten fazlası, markanın yaşam sanatının bir uzantısı, olarak sunuyor Böylece yolculuğun kendisi, ister kara ister deniz ister hava yoluyla olsun, destinasyonun cazibesinin ayrılmaz bir parçası hâline geliyor.
İSTANBUL’U PEN 1’İN GÜVERTESİNDEN KEŞFETMEK
Dünya genelinde The Peninsula’nın deniz kenarında konumlanan otelleri, konuklarına keyif ve konforu bir arada sunan, özenle tasarlanmış deniz yolculuklarıyla dikkat çekiyor. Bu ayrıcalıklı deneyimlerin en yenisi, Temmuz 2025’te tanıtılan The Peninsula Istanbul’un özel yapım motor yatı PEN 1.
The Peninsula Istanbul, misafirlerini İstanbul’un kalbinde eşsiz bir şekilde karşılamak üzere otele özel tasarlanan lüks motor yatı PEN 1 ile Boğaz’ın büyüleyici sularında unutulmaz bir deneyim sunuyor. 16 metrelik bu zarif yat, 8 kişilik iç mekân ve 8 kişilik dış güverte kapasitesiyle toplam 16 konuğu ağırlayabiliyor. Profesyonel kaptan ve mürettebat eşliğinde hizmet veren PEN 1, yalnızca transfer aracı değil, aynı zamanda kişiselleştirilebilen bir deneyim alanı olarak öne çıkıyor.
The Peninsula Istanbul, İstanbul Havalimanı’na gelen konuklarını Haliç’e, Sabiha Gökçen Havalimanı’na gelen konuklarını da Üsküdar’a özel araçlarıyla konforlu bir transferle getirirken, bu noktalardan otele PEN 1 ile nefes kesici manzaralar eşliğinde ve özel olarak hazırlanmış ikramlarla ulaştırıyor. PEN 1 deneyimi sırasında konukların bagajları da araçlarla otele ulaştırılıyor.
PEN 1, yalnızca transfer için değil; romantik gün batımı gezintilerinden özel kutlamalara, hatta Boğaz’da geleneksel Peninsula çay saati deneyimlerine kadar farklı anlar için de misafirlere özel olarak sunulabiliyor. Tüm talepler, The Peninsula Istanbul concierge ekibi tarafından özenle planlanıyor.
DÜNYA ÇAPINDA GÖRKEMLİ DENİZ ULAŞIMI SEÇENEKLERİ
Dünyanın farklı şehirlerinde de The Peninsula, konuklarına bulundukları destinasyonun ruhunu yansıtan eşsiz yolculuklar sunuyor. The Peninsula Bangkok’un tik ağacından ilham alan zarif nehir tekneleri, Chao Phraya Nehri boyunca huzurlu bir seyahat sağlarken misafirleri şehrin tarihi ve kültürel merkezleriyle buluşturuyor. The Peninsula Shanghai’in Azimut 47 yatı, Huangpu Nehri üzerinde şehrin modern siluetini nefes kesici bir şekilde gözler önüne seriyor. The Peninsula Chicago’da ise Peninsula Academy kapsamında, Lake Michigan üzerinde 51 fitlik yelkenlilerden 105 fitlik motor yatlara kadar uzanan lüks teknelerle kişiye özel geziler düzenleniyor.
LüKS OTOMOBİL SEÇENEKLER
·
THE PENINSULA VE ROLLS-ROYCE: MÜKEMMELLİKTE UZUN SÜRELİ ORTAKLIK
The Peninsula’nın en ikonik ulaşım simgelerinden biri, özel tasarım Rolls-Royce koleksiyonuyla zamansız bir zarafet sunuyor. 1970 yılında The Peninsula Hong Kong’un dönemin en büyük Silver Shadow siparişiyle başlayan bu efsanevi iş birliği, bugün dünya genelinde 25’in üzerinde özel tasarım Rolls-Royce ile büyüleyici bir mirası yaşatıyor.
Hong Kong, Tokyo, Beijing, Shanghai, Bangkok, Paris ve Londra’daki otellerde yer alan Phantom Extended modelleri çağdaş bir zarafet sergiliyor; Hong Kong ve Londra’daki özenle restore edilmiş vintage Phantom II Sedanca de Ville araçları ise nostaljik bir yolculuk deneyimi yaşatıyor.Her bir Rolls-Royce, yalnızca konfor için değil; özel deri döşemelerden kişiselleştirilmiş iç kaplamalara, soğutmalı havlu kutularından geniş bagaj bölmelerine kadar her ayrıntısıyla The Peninsula’nın lüks yolculuk anlayışını yansıtıyor.
· DESTİNASYONA ÖZGÜ OTANTİK SUNUMLARThe Peninsula, misafirlerine yalnızca ulaşım değil, her destinasyonun kültürünü yansıtan otantik deneyimler sunmayı taahhüt ediyor. Bangkok’ta özel nehir tekneleri ve geleneksel tuk-tuk’lar, Manila’da 1955 tarihli ilk Sarao Jeepney’nin el yapımı replikası; Paris’te Citroën 2CV, Londra’da Austin FX4 ve Chicago’da restore edilmiş Packard Clipper gibi araçlar, konuklara zamanın ötesinde yolculuklar yaşatıyor. Her ayrıntısı özenle kurgulanan bu deneyimler, misafirlere varış anından itibaren The Peninsula’nın misafirperverlik anlayışını hissettiriyor. Böylece yolculuk, yalnızca bir transfer değil, konaklamanın ayrılmaz ve unutulmaz bir parçası hâline geliyor.
MODERN VE SÜRDÜRÜLEBİLİR FİLOLARThe Peninsula’nin ulaşım mirası geleneklere bağlı olsa da, zaman içinde teknoloji ve çevresel sürdürülebilirliği de kapsayacak şekilde evriliyor. The Peninsula Tokyo, 2014’te filoya Tesla Model S ekleyerek Japonya’da bir ilki gerçekleştiriyor ve daha yakın zamanda özel hibrit Toyota Century araçlarını sunuyor. Diğer oteller ise Bentley Bentayga Hibrit SUV’lar, BMW i7 sedanlar ve The Peninsula London’da klasik siyah taksilerin modern elektrikli versiyonları gibi özel e-araçlar temin ediyor. Bentley araçlar, The Peninsula Hong Kong’da da öne çıkıyor; dört özel tasarım Bentayga EWB Azure SUV, konuklarasessiz, masaj özellikli ve geniş iç mekanlı sürüşler ile benzersiz bir yolculuk vaat ediyor.
KARA VE HAVA YOLUNDA AYRICALIKLI ALTERNATİFLER
The Peninsula’nın ikonik Rolls-Royce filosu, kişiye özel detayları ve zarif tasarımıyla markanın lüks ulaşım mirasını simgeliyor. Hong Kong, Tokyo, Londra ve Paris’teki otellerde Rolls-Royce’ların yanı sıra vintage koleksiyon araçlar misafirlere nostaljik yolculuklar sunuyor.
Ayrıca, The Peninsula Tokyo’da Tesla ve hibrit Toyota Century modelleri, Londra’da elektrikli siyah taksiler, Hong Kong’da Bentley Bentayga EWB Azure SUV’lar gibi modern ve sürdürülebilir araç seçenekleri misafirlere çağdaş bir deneyim sağlıyor.
Gökyüzünde ise The Peninsula Hong Kong’un çatı helikopter pistleri ve The Peninsula Manila’nın “Skyline Reverie” uçuşları, markanın yolculuk sanatını yeni boyutlara taşıyor.
DESTİNASYON YOLCULUKLA BAŞLIYOR
The Peninsula’da ulaşım, yalnızca bir noktadan diğerine gitmekten öteye geçiyor; her anı incelikle tasarlanan bir yolculuğa dönüşüyor. Istanbul’da PEN 1’in Boğaz’ın mavi sularında zarifçe süzülüşüyle, Hong Kong’da ikonik Rolls-Royce filosunun kente imzasını atan sessiz zarafetiyle ve Chicago’da göl üzerinde rüzgârla buluşan yelkenlilerin özgürlüğüyle her detay, The Peninsula misafirperverliğini daha varış anından itibaren hissettiriyor.
